Erzurum

Erzurum

ERZURUM

Doğu Anadolu’nun merkezi, “dadaşlar diyârı, kahramanlar ocağı ve şehri”; Erzincan, Gümüşhane, Muş, Bingöl, Ağrı ve Kars arasında yer alan bir ilimiz.

Erzurum “Azzi”, “Erzen” (Darı), “Arze” ve bilhassa Müslüman Arapların “Erzenu’r Rûm” (Erzen-i Rûm) ismiyle anılan aynı bölgedeki eski ve târihî bir şehirden gelir. Türkler Erzurum ismini vermişlerdir. Trafik numarası 25’tir.

Târihi

Anadolu’nun en eski devletlerinden olan Hititlerin sınır bölgesinde bulunan Erzurum, târihî göç ve istilâ yolları üzerinde bulunduğundan, pekçok savaşlara sahne oldu. Hurriler, Asurlar, Kimmerler, İstikler (Sakalar)bölgeye hâkim oldular. Medler bu bölgeyi ele geçiremedilerse de burayı M.Ö. 6. asırda Persler istila etti. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, İran’ı yenerek bu bölgeyi ele geçirdi. İskender’in ölümü ile Selökidler, sonra da Roma İmparatorluğunun eline geçen bu bölge, Romalılarla Partlar arasında kanlı savaşlara sebeb oldu. Roma’nın bölünmesiyle M.S. 195’te Erzurum, Bizans’ın (Doğu Roma) payına düştü. Bizanslılar ile Partların halefi Sâsâniler arasında el değiştirdi. M.S. 422’de Bizanslılar Erzurum’a yakın yerde “Theodosiopolis” şehrini kurdular.

Hazret-i Ömer zamânında 633 senesinde İslâm ordusu Erzurum ve Theodosiopolis’i fethetti. Müslümanlar Theodosiopolis’e “Kaalikalâ” ismini verdi. Bu şehrin nüfûsu kısa zamanda 200 bine ulaştı. O devirde Erzurum dünyânın en büyük şehirlerinin başında geliyordu.

İslâm devletleri; kendi aralarında iç mücâdelelere başlayıp, zayıflayınca, Bizanslılar, Erzurum’u ve diğer şehirleri geri aldı. Oğuz Türklerinden Selçuklular, 1071 Malazgirt Zaferinden 22 sene önce 1048’de Pasinler Meydan Muhârebesinde Bizanslıları yenerek Erzurum’u Tuğrul Bey, kardeşi Çağrı Bey ve ilerde Anadolu Fâtihi ünvânını alacak olan Süleymân Şahın babası Şehzâde Kutalmış Bey fethettiler. Fakat anlaşma îcâbı Erzurum Bizans’a geri iâde edildi. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu Sultânı Alparslan’ın kumandanlarından Ebü’l-Kasım, Bizanslıları yenerek Erzurum’u fethetti. Erzurum ve civârında Saltık (Saltuk)oğulları “Saltuklular” Beyliği kuruldu. Saltuklular Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliğidir. 1202 senesine kadar Erzurum Saltuklu Beyliğinin başşehriydi. 1202’de Konya’daki Anadolu Selçuklularına bağlı bir vilâyet oldu. 1242’de Moğolların eline düştü, böylece bölgeye İlhanlılar sâhip oldular. 1335’te İlhanlılar dağılınca, Erzurum ve çevresi Eratna (Ertene)Türk beyliğine geçti. On dördüncü asır sonlarında Karakoyunlular ve sonra Timur Han, Erzurum’u ele geçirdi. On beşinci asır ortalarına kadar Timurlulara tâbi Karakoyunluların elinde kaldı. Karakoyunluların yerine geçen Akkoyunluların eline geçen Erzurum, 1502’de Akkoyunlulardan Safevî Hânedânının kurucusu Şah İsmâil Erzurum’u ele geçirdi. Safevîler zamânında Erzurum çok geriledi. 1514’te Yavuz Sultan Selim Han Erzurum’u fethetti. Safevîler Erzurum’u geri alınca, Kânûnî Sultan Süleymân Han Erzurum’u kesin olarak Osmanlı toprağına kattı.

Trabzon-Tebriz ticâret yolunun üzerinde bulunan Erzurum, serhat şehri (kalesi) ve İran’a yapılan seferlerin askerî üssü olarak Osmanlı devrinde yeniden bir eyâlet merkezi olarak çok gelişti. Kültür, sanat, sanâyi ve askerî merkez hâline geldi. Erzurum eyâleti; Erzurum, Erzincan, Gümüşhâne illeri ile Muş’un Malazgirt ve Bingöl’ün Kığı ilçelerini içine alıyordu. Erzurum 1828-1829, 1878 ve 1916’da 3 defâ Rus istilâsına mâruz kaldı. Bu istilâlar geçici olmakla berâber Ruslar çok büyük tahribat yaptılar. 1877-1878’de Müşir Gâzi Ahmed MuhtarPaşa doğuda Rusları ard arda birkaç defâ bozguna uğratmasına rağmen savaş, devamlı takviye alan Rusların lehine döndü.

Müşir Gâzi Ahmed Muhtar Paşa, Rus generali Tergukasof’u Halyaz Meydan Muhârebesinde yendi. Ayrıca Rus başkomutanı Ermeni asıllı Melikof’u Zivin Meydan Muhârebesinde perişan etti. Rus çarı, bu yenilginin üzerine Melikof’u azletti. Gâzi Ahmed Muhtar Paşa, Rus ordusunu Kars ve Gümrü arasında Gedikler Meydan Muhârebesinde üçüncü defâ yendi. Sultan İkinci Abdülhamîd Han, Ahmed Muhtar Paşaya “Gâzi” ünvânını verdi. 34 bin Türk askeri Yahniler Meydan Muhârebesini 74 bin Rus askerine karşı kazandı. Ruslar aşırı derecede kuvvet yığınca, Gâzi Ahmed Muhtar Paşa ordusunu Erzurum’a çekti. Böylece Türk ordusunun dağılması önlendi. Türk askeri ve Erzurum halkının harp târihine destan olarak geçen savunması karşısında Ruslar geri çekildilerse de aldıkları takviyelerin sonunda 9 Kasım 1877’de işgal ettikleri Erzurum’u 13 Temmuz 1878 târihine kadar ellerinde tuttular. Birinci Dünyâ Harbi sırasında tekrar Rus işgâline uğradı (1916). 1917’de Erzurum’u terk ederken şehri Ermeni çetelerine teslim ettiler. Ermeni çetelerinin tahribat ve katliâmı Ruslardan daha korkunç oldu.

Doğu Fâtihi Kâzım Karabekir komutasındaki Türk kuvvetleri, Erzurum’u Ermeni çetelerinden geri aldığında Erzurum harâbe hâlinde idi. Ermeni çetelerince binlerce insan katledilmiş, Selçuklu ve Osmanlılara âit târihî eserlerin çoğu imhâ edilmişti. İşgalci kuvvetlerin baskısıyle göç eden halkın bir kısmı yeniden Erzurum’a döndüler. 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresinde, İstiklâl Harbinin ve Millî Mücâdelenin temelleri atıldı. Cumhûriyet devrinde il olan Erzurum yeniden gelişmeye başladı. Hâli hazırda Doğu Anadolu’nun en büyük ve gelişmiş şehridir.

Fizikî Yapı

Erzurum dağlık bir bölgedir. İl çepeçevre dağlarla çevrilidir. Yüzölçümünün % 64’ü dağlık, % 20’si plato ve % 12’si yaylalardan ibârettir. Ovalar sâdece % 4’tür.

Dağları: Erzurum dağlık bir bölgedir. Dağların çoğu 3000 metreyi aşar. İl topraklarında Rize Dağları, Karasu-Aras Dağları, Mescit Dağları, Kargapazarı Dağları gibi sıra dağlar yer alır. Başlıca yüksek dağları şunlardır: Bingöl Dağları (Dağkale Tepe 3193 m), Karagöl Dağları (Şakşak Tepe 3057 m), Palandöken Dağları (Karakaya Tepe 3167 m), Şahvelet Dağları (Kandil Tepe 2922 m), Mescit Dağları (Mescit Tepe 3239 m), Naldöken Tepe (3153 m), Veli Baba Tepesi (3186 m), Akbaba Dağı (3058 m), Bozan Dağı (2924 m), Dumlu Dağı (3169 m), Çakmak Dağı (3063 m), Kargapazarı Dağları (Baldırkanlı Tepe 3045 m), Palandöken Dağları ile Bingöl Dağları arasında kalan Tekman Yaylası, Doğu Anadolu’nun en yüksek yaylasıdır. Ortalama 2500 m olup, en alçak yeri 1800 metredir. Yaylanın 30 km2ye yakın bir ovalık kısmı vardır. Yüksek dağların zirveleri devamlı karlıdır.

Ovaları: Erzurum da ovlar 2000 metreye yakındır. Başlıca üç ovası vardır. Erzurum, Pasinler, Hınıs ovasıdır. Erzurum Ovası 520 km2lik bir sahayı kaplar. Uzunluğu 50 km, genişliği 13 km’dir. Denizden yüksekliği 1750-1900 m’dir. Pasinler Ovası; Pasinler ilçesinin bulunduğu ovadır. Uzunluğu 45 km, genişliği 12 km’dir. Yüzölçümü 420 km2dir. Hınıs Ovasının yüzölçümü 170 km2dir. Bu ovalara ilâveten Çoruh, Karasu, Aras, Oltu ve Tortum vâdileri vardır.

Akarsuları: Yüksek irtifâda olan Erzurum, senenin 150 günü karlarla kaplıdır. Yaz hâriç diğer üç mevsimde yağış miktarı fazladır. Kar ve yağmur suları birçok akarsuları meydana getirir. Karasu:Dumlu Dağından çıkar, Pasinler ve Erzurum ovalarını sulayıp, Erzincan’a girer. Erzincan’dan sonra Keban yakınında Murat Suyu ile birleşrek Fırat’ın yukarı kolunu teşkil eder. Çoruh Irmağı: Erzurum Mescit Dağlarından çıkarak İspir ve Çamlıkaya’dan sonra Artvin’e ulaşır. Aras Irmağı: Bingöl Dağlarından çıkarak Pasinler ve Horasan ilçelerini sular. Kars’a girer. Ruslarla hududumuzu teşkil eder. Oltu Çayı: Kargapazar Dağlarından çıkan bir kol Oltu’dan geçip, Allahüekber Dağından çıkan ikinci kol ile Şenkaya’da birleşir. Artvin’e girip Çoruh Irmağına katılır. Tortum Çayı: Mescit Dağlarından çıkar, Tortum Derelerini toplar ve Tortum Gölüne dökülür. Tortum Çağlayanı ile akarsu Artvin’de Oltu Çayı ile birleşir. Hınıs Çayı Bingöl Dağlarından çıkar. Tekman Yaylasının sularını toplayıp, Hınıs Ovasının ortasından geçerek Erzurum’u terk eder. Erzurum, Doğu Anadolu’nun su taksim noktasıdır.

Gölleri: Erzurum ilinin sâdece bir gölü vardır. Tortum Çayının güzergâhı, Kemerli Dağdan bir toprak kayması ile tıkanarak Tortum Gölü meydana gelmiştir. Tortum Çayının suları 50 metre yükseklikteki Tortum Şelâlesinden inerek yoluna devâm eder. Tortum Çağlayanı Türkiye’nin en yüksek çağlayanıdır. Tortum Gölünden hidroelektrik santralla elektrik istihsal edilmektedir.

İklim ve Bitki Örtüsü

Erzurum ili Türkiye’nin en yüksek ve en soğuk illerinden biridir. Sert kara iklimi hüküm sürer. Kışlar çok soğuk ve karlı, yazlar çok sıcak ve kurak geçer. Senenin 150 günü karla örtülüdür. Yağış miktarı 460 mm’dir. Eriyen karlar akarsuları besler.

Erzurum ilkbaharda yemyeşil, kışın beyaz, yaz ve sonbaharda sapsarı (bozkır) görünümündedir. Orman ve fundalıklar yüzölçümün % 9’udur. 1900-2000 m yükseklikte sarıçam ve meşe ağaçlarından ibârettir. Çayır ve mer’aları arâzinin % 68’ini kaplarken, ekili ve dikili arâzi % 18’dir. Ormanlar kuzeydeki dağların güneye bakan yamaçlarındadır.

Ekonomi: Ekonomisi tarıma dayanır. Sanâyi yeni gelişmektedir. Faal nüfûsun % 80’i tarım, hayvancılık, ormancılıkla uğraşır. 1969’dan beri açılan “Doğu Fuarı” bölgenin ekonomik gelişmesini dünyâya duyurmakta, turizme hizmet etmektedir. 650 bin m2lik sahada kurulan fuara genellikle 300’den fazla kuruluş katılıp, 500 binden fazla kişi ziyâret etmektedir. 23 Temmuz-23 Ağustos târihleri arasında açılmaktadır.

Tarım: Erzurum tarımında hayvancılık tarla ürünlerinden önce gelir. İklim çok sert olduğu için yetişen ürünler sayılıdır. Buğday, arpa, çavdar, fiğ (hayvan yemi), mercimek, pancar, ayçiçeği, korunga yetişir. Yetişen sebze yeterli olmayıp, ihtiyacının mühim kısmı güney illerden gelir. Meyve olarak, elma, armut, erik, vişne, kiraz, ceviz, ayva, kayısı ve kızılcık yetişir. Erzurum ve Pasinler ovasında sulama tesisleri yapılmıştır. Sulu tarım ile verim artmıştır.

Hayvancılık: Hayvancılık Erzurum ekonomisinin bel kemiğidir. Nüfûsun büyük kısmı hayvancılıkla uğraşır. Çayır, mer’a ve yaylalar hayvancılığa müsâittir. Koyun, sığır ve kıl keçisi beslenir. Arıcılık da çok gelişmiştir. Kovan sayısı 60 bine yakındır. Ilıca’da modern at harası vardır.

Ormancılık: Orman varlığı zengin değildir; 200 bin hektardır. Ormanları verimsizdir. 107 köy orman içinde ve kenarındadır. Her sene 42 bin m3 sanâyi odunu ile 22 bin ster yakacak odun elde edilir. Ağaçlandırma faâliyeti devâm etmektedir. 1984-88 târihleri arasında şehir içinde 650.000’e yakın ağaç dikilmiş olup, yeşil alanlar gitikçe çoğaltılmaktadır.

Mâdenleri: Mâden bakımından zengin değildir. Linyit, bakır, civa, mâden kömürü, kurşun, çinko, perlit, krom, mangenez ve alçıtaşı rezervleri mevcuttur. Şark linyitleri işletmesinde 60 bin ton linyit ile az miktarda krom ve alçıtaşı istihsal edilir. Kömürü bölgeye yetecek kapasiteye gelmiştir.

Sanâyi: Erzurum soğuk iklimi sebebiyle sanâyi bakımından az gelişmiş illerimizdendir. Başlıca sanâyi kuruluşları şunlardır: Et Kombinası, Şeker Fabrikası, Pasinler Tuğla ve Kiremit Fabrikası, Erzurum Yün İşletmesi, Yem Fabrikası, Aşkale Çimento Fabrikası, Süt Fabrikası, Nebâtî Yağ Fabrikası, Deri ve Ayakkabı Fabrikası, Bütangaz Dolum Tesisleri, Sümerbank Yünlü Sanâyi ve Yapağı Yıkama Tesisleri, İspir Ayakkabı Fabrikası ve Tekele âit Tuzlalar. Son yıllarda alınan kararlarla doğuda yatırımlar teşvik edilmiştir. Erzurum-Ilıca yolu üzerinde 75 parsellik organize sanâyi bölgesinin alt yapı tesis ve hizmetleri bitirilmiştir. Erzurum’un Oltutaşı, kürkleri, halı ve bıçakları meşhurdur. 1983-88 târihleri arasında, döküm, un, lastik-kauçuk, ham deri işleme, yem, boya, et ve et mâmulleri üretimi, yünlü ve sentetik iplik, oto ve iş makinaları lastik kaplama ve rejinere kauçuk fabrikaları kurulmuştur.

Ulaşımı: Erzurum kara, hava ve demiryolu ile yurdun her tarafına bağlanmış bulunmaktadır. Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars yolu Horasan’dan Ağrı-Doğubeyazîd- Gürbulak sınır kapısına bağlanır. Aşkale’den ayrılan bir yol E-390 karayolu ile Trabzon’a ulaşır. Her türlü uçakların inebileceği modern bir hava pisti ve havaalanı tesisleri vardır. Her gün Ankara-İstanbul istikâmetine yolcu uçağı kalkar. Ayrıca, İzmir, Adana, Diyarbakır, Elazığ, Van, Malatya, Dalaman, Antalya, Sivas, Trabzon, Kayseri ve Gaziantep’e yurt içi seferler yapılmaktadır. Haydarpaşa-Erzurum-Kars, Kars-Mersin, Kars-İzmir arasında sefer yapan yolcu trenleri ile altı doğuya, altı batı istikâmetine giden yük trenleri ile demiryolu güzergâhında kesif bir trafik vardır. Horasan ile Karasu’ya banliyö trenleri çalışır. Otobüs terminali Türkiye’nin en geniş terminallerinden biridir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfusu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 848.201 olup, bunun 400.348’i şehirlerde, 447.853’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 25.086 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34’tür.

Örf ve âdetleri: Erzurum Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Hititlerden Bizanslılara kadar pekçok millet ve devletler, doğu-batı yolu üzerinde bulunan Erzurum’u istilâ ettiler, göçler ve bölgede olan büyük savaşlarla eski medeniyetler kayboldu. Erzurum 1071 Malazgirt Zaferinden 22 sene önce Türklerce fethedildi. İbrâhim Yınal ve Kutalmış kumandanların emrindeki Türkmenler 1048 ‘de buralara yerleşti. Yine Anadolu’da ilk Türk Beyliği Erzurum’da kuruldu. Bin seneye yakın bir zamandan bu yana Erzurum’da Türk-İslâm kültürü yerleşti. Bilhassa Ramazanda Erzurum görmeye değer. Sahura kadar yatılmaz. Çoluk-çocuk zevkle sahuru bekler.

Erzurumlular asırlarca hayvancılıkla uğraşmış, yazın yaylalara çıkmış, sonbaharda şehre inmiş, şehir ve göçebe hayâtını birlikte yürütmüştür.

Kıyâfet: Erzurum’un mahallî kıyâfeti vardır. Kadınların geleneksel giyimi ihram (ehram)dır.İhram 185x215 cm ebadında seyrek dokunmuş bir kumaştır. Kızların, gelinlerin ve güngörmüş hanımların giydikleri ihramlar ayrı şekil ve renktedir. Ayrıca bindallı, üçetek, şalvar, pamuklu ceket ve yelek, gümüş kemer, gümüş takunya, çiçekli ve sırmalı fes, ayağa giyilen yemeni, nalın veya potin kadın kıyâfetleridir. Erkeklerde ise şalvar, yelek, kazak, kuşak ve çarık en çok kullanılan mahallî kıyâfet idi. Bugün çoğu terk edilmiştir.

Yemekleri: Mahallî başlıca yemekleri; kesme çorbası, hınkal, çaşır, aşotu, kadayıf dolması, çiriş, lor dolması ve lavaştır.

El sanatları: Orta Asya’dan gelen kervanlar Erzurum’a uğrayıp Trabzon’a geçerlerdi. Ticâret merkezi olan Erzurum’da el sanaları çok gelişmişti. Bakırcılık, kuyumculuk, oltu taşından tesbih, kolye ve çeşitli eşyâ yapımı, dokumacılık, kıldan çadır ve çuval, yünden ihram, şal ve çorap yapılır. Narman, İspir ve Hınıs köylerinde halı dokumacılığı yaygındır.

Halk Edebiyâtı: Erzurum efsâne, destan, atasözü, halk hikâyeleri, masal, mâni, tekerleme ve ninnileri ile zengin ve meşhurdur. Divan edebiyâtı şâirlerinden Nef’î (1572-1635), Erzurum’un Pasinler ilçesinde doğdu. Halk şâirlerinden birçoğu Erzurumludur. Bunlardan Kâtibi Lezgi Ahmed, Erzurumlu Emrâh, Erbâbî, Şehvârî, Sümmânî, Hinânî, Zelâlet ve Havâsî, âlim ve şâir Kâdı Mustafa Darîr en çok tanınanlarıdır.

Folklor: Erzurum folklor ve türküler bakımından çok zengindir. Mertlik, dürüstlük ve kahramanlık sembolü olan “dadaş”ların oynadığı “bar”ı meşhurdur. Çeşitli “bar”lar vardır. Temirağa, Turna, Uzundere, Hançer, Tavuk ve Güvercin barı başta gelir. Bar husûsi kıyâfet giyilerek oynanır. Erkek ve kadınlar ayrı ayrı oynarlar.

Atlı cirit: Orta Asya’dan bu yana Türklerin eski ve millî bir sporu olan ve at üzerinde oynanan cirit pekçok yerde unutulmasına rağmen, Erzurum bu geleneği devâm ettirmiştir.

Eğitim: Erzurum en çok köyü olan bir ilimizdir. Köylerinin % 90’ında okul vardır. Okuma-yazma nisbeti düşük olup, % 70’tir. İlde 38 anaokulu, 1225 ilkokul, 82 ortaokul, 8 meslekî ve teknik ortaokul, 22 lise, 17 meslekî ve teknik lise vardır. 1958’den bu yana faaliyette bulunan Erzurum Atatürk Üniversitesine bağlı Zirâat, Fen, Edebiyât, Tıp, İşletme, Diş Hekimliği, İslâmî İlimler, Veterinerlik Fakülteleri, Yabancı Diller Okulu (Fakülte), 4 Yıllık Eğitim Fakülteleri, Meslek Yüksek Okulu (Fakülte) ve İlâhiyat Fakültesi bulunmaktadır.

İlçeleri

Erzurum’un biri merkez olmak üzere on dokuz ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 270.006 olup, 242.391’i ilçe merkezinde, 27.615’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 34, Dumlu bucağına bağlı 17 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlar arasında kalan Erzurum Ovası verimlidir. Güney doğusunda Palandöken Dağları, kuzey doğusunda Kargapazarı Dağları yer alır. İlçe topraklarını Karasu Çayının kolları sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı ve patatestir. Dağlık bölgelerde yer alan köylerde hayvancılık yapılır. Şeker Fabrikası, Et Kombinası, Doysan Nebati Yağ Fabrikası, Deri Konfeksiyon Fabrikası, Tuğla ve Kiremit Fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi; Palandöken Dağlarının eteklerinde hafif eğimli bir yerde kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1950-2000 m arasında değişmektedir. Eski şehir surlarla çevrilidir. Doğunun en büyük ticâret merkezidir. Erzincan-Kars, demir ve karayolu, Erzincan Ağrı karayolu ilçeden geçer. Türkiye’nin kışı en soğuk geçen şehirlerindendir. Isı -40 °C ilâ -34 °C arasında seyreder.

Aşkale: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.533 olup, 15.494’ü ilçe merkezinde, 27.039’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 36, Çiftlik bucağına bağlı 22, Kandilli bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 1527 km2 olup, nüfus yoğunluğu 28’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Kop Dağları, güneyinde Palandöken Dağları, bu dağların orta kesiminde ise Karasu Ovası yer alır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday, arpa, çavdar, patates ve şekerpancarıdır. En çok sığır beslenir. Çimento fabrikası başlıca sanâyi kuruluşudur. İlçe topraklarında kömür ve kireçtaşı yatakları vardır.

İlçe merkezi Karasu Vâdisinde kurulmuştur. Erzurum-İstanbul ve Erzurum-Bayburt karayolları ilçede kesişir. İl merkezine 53 km mesafededir. İlçe belediyesi 1967’de kurulmuştur.

Çat: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 24.921 olup, 3878’i ilçe merkezinde 21.043’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 37 köyü vardır. Yüzölçümü 1386 km2 olup, nüfus yoğunluğu 18’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Dumanlıdağ ve Palandöken Dağları, güneyinde ise Karagöl Dağları yer alır. Tuzla Çayı Dağları derin biçimde yararak ilçe topraklarının ortasından akar. Akarsu boylarında küçük düzlükler vardır. Dumanlı Dağı, sarı çam ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık yoluyla çok sayıda koyun beslenir. Yağ, peynir, yapağı kıl ve deri başlıca hayvansal ürünlerdir. İlçe merkezi Tuzla Çayı Vâdisinde kurulmuştur. Erzurum-Bingöl karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 52 km mesâfededir. Belediyesi 1954’te kurulmuştur.

Hınıs: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 45.514 olup, 16.005’i ilçe merkezinde, 29.509’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 58, Halilçavuş bucağına bağlı 24 köyü vardır. İlçe toprakları yüksek bir platoda yer alır. Hınıs-Varto çöküntü alanının kuzeydoğu bölümü ilçe sınırları içinde kalır. En önemli akarsuyu Hınıs Çayıdır.

Ekonomisi hayvancılığa dayanır. Yaylacılık yöntemiyle koyun ve sığır beslenir. Canlı hayvan ticareti yapılır. Süt ve süt ürünleri, yapağı, kıl ve deri başlıca hayvanî ürünlerdir. Hınıs Ovasında tarım yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, patates ve arpa olup, ayrıca az miktarda çavdar, elma ve soğan yetiştirilir. Köylerde el tezgahlarında halı ve kilim dokunur.

İlçe merkezi, gelişmemiş küçük bir yerleşim yeridir. İl merkezine 145 km mesafededir. İl merkezine bağlantısı zayıftır. Denizden yüksekliği 1600 metredir. Kentteki ticâreti elinde tutan büyük toprak sahiplerinin büyük bölümü il merkezinde yaşar.

Horasan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 49.677 olup, 14.144’ü ilçe merkezinde 35.533’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 49, Aras bucağına bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 1669 km2 olup, nüfus yoğunluğu 30’dur. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Erzurum-Kars platosu, güneyinde Karasu-Aras dağları yer alır. Aras Irmağı vadisinde küçük düzlükler vardır. Dağlardan kaynaklanan küçük akarsular Aras Irmağına karışır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa ve patates olup, ayrıca az miktarda çavdar, fiğ, soğan ve baklagiller yetiştirilir. Hayvancılık, âile tüketimine yönelik bir sektördür. Şekerpancarı üretimi başlamasından sonra hayvancılığı geliştirme ve yaygınlaştırma projesi uygulanmaya başlanmıştır. Aras bucağına bağlı Aliceyek köyündeki linyit yatakları işletilir.

İlçe merkezi, Erzurum-Kars demiryolu ve Kars-Artvin-Ağrı-İran karayolu üzerinde bir kavşak noktasıdır. İl merkezine 80 km mesafededir.  Gelişmemiş, küçük bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1952’de kurulmuştur. 30 Ekim 1983’te meydana gelen zelzele ilçede önemli hasara sebep olmuştur.

Ilıca: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 40.392 olup, 12.638’i ilçe merkezinde, 27.754’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 39, Ovacık bucağına bağlı 34 köyü vardır. İlçe toprakları engebeli düzlüklerden meydana gelir. Güneyinde Palandöken Dağlarının uzantıları yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı ve patatestir. İlçe merkezi, Erzurum-Erzincan karayolu üzerinde yer alır. Demiryolu ise ilçe kıyısından geçer. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.

İspir: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 34.172 olup, 8032’si ilçe merkezinde, 26.140’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 47, Çamlıkaya bucağına bağlı 17,  Kırık bucağına bağlı 25 köyü vardır. İlçe topraklarını Doğu Karadeniz Sıradağları engebelendirir. Bu dağların arasında Çoruh-Kelkit Vâdi Oyuğu yer alır. Çoruh Irmağı ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. İklim şartları uygun olduğundan çeşitli tarım ürünleri yetiştirilir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, fiğ ve patates olup, ayrıca az miktarda fasulye, çavdar ve soğan yetiştirilir. Merkez ilçenin sebze ve meyve ihtiyacının büyük bölümü Çoruh Irmağı kıyısında yetiştirilir. Yaylacılık yöntemi ile hayvancılık yapılır ve en çok koyun ve sığır beslenir. İlçe topraklarında bakır ve linyit yatakları vardır.

İlçe merkezi, Şehir Suyu vâdisinde, Hasan Dağının güney eteklerinde kurulmuştur. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 140 km mesâfededir. Erzurum-Rize karayolu ilçeden geçer. Belediyesi 1886’da kurulmuştur.

Karaçoban: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.704 olup, 7498’i ilçe merkezinde, 12.206’sı köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli araziden meydana gelir. Hınıs Çayı ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık yoluyla çok sayıda küçükbaş hayvan beslenir. Akarsu vâdilerinde az da olsa tarım yapılır. Bâzı köylerinde düşük kalorili kömür çıkarılır. Verim düşüktür. İlçe merkezi Hınıs Çayı kıyısında  kurulmuştur. Hınıs’ın Karacaköprü bucağına bağlı belediyelik bir köy iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Karayazı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 47.935 olup, 5560’ı ilçe merkezinde, 42.375’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 18, Elmalıdere bucağına bağlı 21, Göksu bucağına bağlı 20, Söylemir bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 2.531 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19’dur. İlçe topraklarını Çakmak Dağı engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Aras Irmağı ve Elmalıdere toplar, Yüksek kesimlerdeki düzlükler hayvancılık açısından önemlidir.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Çok sayıda küçük baş hayvan beslenir Canlı hayvan ticâreti yaygındır. Yün, yapağı, deri ve süt ürünleri başlıca hayvansal ürünleridir. Tarıma müsâit olan arâzi az olduğundan üretim düşüktür. Az miktarda buğday, arpa ve patates yetiştirilir. İlçe merkezi, Ağrı sınırında yer alır. Eski ismi Bayraktar’dır. 1937’de ilçe merkezi oldu. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 131 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1944’te kurulmuştur.

Köprüköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 19.760 olup, 5890’ı ilçe merkezinde, 13.870’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25 köyü vardır. İlçe toprakları dağlarla çevrilidir. Pasinler Ovasında yer alır. Aras Nehri ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, şekerpancarı, buğday ve arpadır.Hayvancılık ekonomik açıdan önemlidir. İlçe merkezi, Pasinler Ovasında, Aras Çayı kıyısında kurulmuştur. Eski ismi Cobendede’dir. Erzurum-Kars demir yolu ilçe yakınından geçer. Pasinlere bağlı bucak merkezi iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.

Narman: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.699 olup, 6989’u ilçe merkezinde 18.710’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35, Kışlaköy bucağına bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 863 km2 olup nüfus yoğunluğu 30’dur. İlçe topraklarını Kargapınarı ve Allahüekber Dağları engebelendirir. Orta kesimi plato görünümündedir. Dağlardan kaynaklanan suları Narman Çayı ve kolları toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, buğday ve arpa olup, ayrıca az miktarda şekerpancarı, baklagiller ve elma yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli geçim kaynağıdır. İlçe topraklarında tuz yatakları vardır. İlçe merkezi, Kargapazarı Dağlarının kuzeydoğu eteklerinde yer alır. Denizden 1700 m yüksekliktedir. Erzurum’u Göle üzerinden Kars’a bağlayan karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 97 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1953’te kurulmuştur.

Oltu: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 45.973 olup, 21.817’si ilçe merkezinde, 24.156’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 64 köyü vardır. Yüzölçümü 1380 km2 olup, nüfus yoğunluğu 33’tür. İlçe topraklarını Çoruh-Kelkit Dağları engebelendirir. Dağlar akarsu vâdileriyle derin bir şekilde yarılmıştır. Oltu Çayı başlıca akarsuyudur.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, buğday, şekerpancarı ve arpa olup, ayrıca az miktarda elma, dut, ceviz baklagiller yetiştirilir. Yaylacılık yöntemi ile çok sayıda koyun beslenen ilçede sığır sun’î tohumlama istasyonu kurulmuştur. İlçe topraklarında manganez, tuz ve linyit yatakları vardır. Kolay işlenen oltu taşı kolye, tesbih, küpe, ağızlık gibi hediyelik eşya yapımında kullanılır. İhram dokumacılığı yaygındır.

İlçe merkezi Oltu Çayı kıyısında kurulmuştur. Erzurum-Artvin karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 126 km mesafededir. Eski ismi Oltisi’dir.

Olur: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 15.497 olup, 2713’ü ilçe merkezinde 12.784’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 40 köyü vardır. Yüzölçümü 830 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19’dur. İlçe topraklarını Yalnızçam Dağları engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Olur Çayı ve Tavusker Deresi toplar.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık yöntemi ile çok sayıda koyun beslenir. Hayvancılığa bağlı olarak, ilçede yünlü dokumacılık gelişmiştir. Ekime elverişli arâzisi az olduğundan üretim düşüktür. Az miktarda buğday, arpa, patates, elma, dut, kayısı ve ceviz yetiştirilir.

İlçe merkezi Olur Çayı Vâdisine açılan küçük bir vâdide kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1300 metredir. İl merkezine 180 km mesafededir. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. Belediyesi 1958’de kurulmuştur.

Pasinler: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.991 olup, 19.144’ü ilçe merkezinde, 23.847’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 57 köyü vardır. İlçe toprakları dağlarla çevrili olup orta kesiminde Pasinler Ovası yer alır. Kuzeybatısını Kargapazarı Dağları, güneyini Şahvelet Dağları engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Aras Irmağı ve kolları toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, şekerpancarı, buğday ve arpadır. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli olup, sığır besiciliği yaygındır. İlçe topraklarında perlit ve linyit yatakları vardır. Tuğla ve kiremit fabrikası başlıca sanâyi kuruluşudur.

İlçe merkezi, Pasinler Ovasının batısında Kargapazarı Dağları ile Palandöken Dağları arasında kurulmuştur. Eski adı Hasankale’dir. Erzurum Ağrı karayolu ve Erzurum-Kars demiryolu ilçeden geçer. İl merkezine 37 km mesâfededir. Denizden yüksekliği 1665 metre olan ilçe önemli bir deprem kuşağı üzerinde yer alır. İlçe belediyesi 1877’de kurulmuştur.

Pazaryolu: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 9779 olup, 3124’ü ilçe merkezinde, 6655’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35 köyü vardır. İlçe toprakları Çoruh-Kelkit Vâdi oyuğunda yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, fiğ ve patatestir. Çoruh Irmağı boyunca sebze ve meyve yetiştiriciliği yaygındır. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezi Çoruh Irmağı kenarında kurulmuştur. İspir’e bağlı bir bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Şenkaya: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 33.115 olup, 3033’ü ilçe merkezinde 30.082’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 11, Akşar bucağına bağlı 24, Gâziler bucağına bağlı 13, Kömülü bucağına bağlı 18 köyü vardır. Yüzölçümü 1466 km2 olup, nüfus yoğunluğu 23’tür. İlçe toprakları yüksek ve engebeli alanlardan meydana gelir. Doğusunda Allahüekber Dağları, güneyinde Soğanlı Dağı ve Güllü Dağı yer alır.  Dağların yüksek kesimlerinde hayvancılık açısından önemli geniş yaylalar vardır. Dağlardan kaynaklanan suları Penek Çayı toplar.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık metoduyla en çok küçük baş hayvan beslenir. Canlı hayvan ticareti yaygındır. Ekime müsâit alanlar az olduğundan üretim düşüktür. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, patates ve elma olup, az miktarda dut ve ceviz yetiştirilir. İlçe topraklarında linyit yatakları vardır.

İlçe merkezi Kars sınırına yakın bir yerde kurulmuştur. Eski ismi Örtülü’dür Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 192 km mesafededir. 1949’da ilçe olan Şenkaya’nın belediyesi aynı yıl kuruldu.

Tekman: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 34.184 olup, 3150’si ilçe merkezinde, 31.034’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 42, Gökoğlan bucağına bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 2197 km2 olup, nüfus yoğunluğu 16’dır. İlçe toprakları yüksek dağlarla kuşatılmıştır. Batısını Şakşak Dağı, kuzeyini Palandöken ve Şahvelet dağları, güneyini Bingöl Dağları engebelendirir. İlçe topraklarından kaynaklanan suları Peri Suyu toplar.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yaylacılık metoduyla çok sayıda koyun beslenir. Ekime müsait alanlar az olduğundan üretim düşüktür. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar ve patatesdir. İlçe merkezi Palandöken Dağlarının güney eteklerinde Aras Irmağı Vâdisinde kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1925 metredir. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 49 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1946’da kurulmuştur.

Tortum: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 34.100 olup, 5349’u ilçe merkezinde 28.751’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 36,  Şenyurt bucağına bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 1090 km2 olup, nüfus yoğunluğu 31’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Deve Dağı, kuzeydoğusunda Akdağ, doğu ve güneyinde Kargapazarı Dağları, batısında Mescit Dağı yer alır. Dağlar, akarsu vâdileriyle derin biçimde parçalanmıştır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, buğday, elma, arpa ve çavdar olup, ayrıca az miktarda ceviz, dut, baklagiller ve soğan yetiştirilir. Yüksek kesimlerde yaylacılık yoluyla küçük baş hayvan besiciliği yapılır. Arıcılığın geliştiği ilçenin bazı köylerinde el tezgahlarında dokumacılık yapılır.

İlçe merkezi, Tortum Çayı Vâdisinde kurulmuştur. Erzurum Artvin karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 52 km mesafededir. Denizden yüksekliği 1650 metredir. Ekonomik yönden geri kalmış bir yerleşim merkezidir. Belediyesi 1890’da kurulmuştur.

Uzundere: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.249 olup, 3499’u ilçe merkezinde 8750’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü 850 km2 olup, nüfus yoğunluğu 14’tür. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Akdağ, doğusunda Mescid Dağları yer alır. Bir heyelan gölü olan Tortum Gölü ilçe sınırları içinde kalır. İlçe topraklarını Tortum Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Bağcılık ve sebzecilik gelişmiştir. Yaylacılık yöntemiyle küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi Akdağların eteklerinde yer alır. İl merkezine 85 km mesafededir. Erzurum-Ağrı karayolu ilçe yakınlarından geçer. Tortum’a bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1956’da kurulmuştur.

Târihî Eserler ve Turistik Yerleri

Erzurum zengin târihî eserleri, temiz havası, soğuk ve güzel suları, tabiî güzellikleri, dağ ve kış sporları, kaplıca ve ılıcaları ile turizme çok elverişlidir.

Erzurum Kalesi: Romalılar devrinde yapılmıştır. Osmanlı devleti zamânında ve o devre kadar bölgeye hâkim olan devletler tarafından bir çok defâ tâmir ettirilmiştir. Kaynaklarda üç kat surla çevrili olduğu bildirilen kalede 110 burç ve kule bulunuyordu. İç ve dış kuleler yıkılmıştır.

Hınıs Kalesi: Hınıs ilçesinin bahçe mahallesinde kayalar üzerine yapılmıştır. Yapım târihi kesin belli olmamakla birlikte İlhanlılar döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kânûnî Sultan Süleymân devrinde tâmir edilmiş olan kalenin büyük kısmı yıkık vaziyettedir.

İspir Kalesi: İspir ilçesinin kuzeybatısında Çoruh nehri kıyısındadır. Yapım târihi belli değildir. Saltuklu, Selçuklu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilmiştir. Kalenin dış surları yıkılmış olup, iç kale surları ve burçları sağlamdır.

Oltu Kalesi: Oltu Çayı kıyısında, sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Yapım târihi kesin belli değildir. İç kale sağlam olup, güneyinde büyük ve görkemli bir burcu vardır. Diğer kısımları yıkılmıştır.

Hasankale (Pasinler Kalesi): Hasanbaba Dağı eteğinde, Pasinler ilçesinin doğusundaki kayalıklar üzerindedir. Bâzı kaynaklarda İlhanlılardan Emir Hacı Togay’ın oğlu Hasan tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Yıkık vaziyettedir. İç kalenin güney ve batı bölümleri sağlamdır.

Avnik (Soğuksu) Kalesi: Pasinler’in Güzelhisar (Avnik) köyünün kuzeyindedir. Selçuklu ve Saltuklu mîmârisinin hâkim olduğu kale üç surla çevrilidir.

Tortum Kalesi: Tortum ilçesinden 14 km uzaklıkta Kale köyündedir. Yapım târihi kesin belli değildir. Kuzey bölümündeki duvar ve burçlar sağlamdır.

Çifte Minareli Medrese: Erzurum’un bir nevi sembolüdür. Selçuklu Sultânı Birinci Alâeddîn Keykubat’ın kızı Hüdâvent Hâtun tarafından 1253 senesinde yaptırılmış olup, Anadolu’nun en büyük sanat şâheserlerinden biridir. Kümbeti de Erzurum’un en büyük kümbetidir. 26 metre yüksekliğindeki çift minâresi renk renk çinilerle süslüdür. 37 odası ve câmisi vardır. Dördüncü Murad Han tâmir ettirmiştir. Müze olarak kullanılmaktadır. Medresenin bâzı yazı ve parçaları sökülerek Leningrad Müzesine götürülmüştür. Anadolu’daki medreselerin en büyüğüdür. Çinilerle süslü minârede Allah, Muhammed ve ilk dört büyük halîfenin (Çihâr Yâr-ı Güzîn) isimleri vardır. Medresenin ikinci katı dört eyvan arasında, dört müstakil grup hâlinde tanzim edilmiştir. Birinci kata inmeden bir bölümden diğerine geçmek mümkün değildir. İkinci kat hücreleri de alt kattakiler gibi dikdörtgen plânlı olup, kırma taşlarla örülmüş, beşik bir tonozla örtülüdür. Alt kat hücre kapılarında görülen çok değişik şekiller ve tezyinat üst kattakilerde görülmez.

Yakutiye Medresesi: İlhanlı Sultanı Olcayto zamânında 1310’da yaptırılmıştır. Taş kapısının işlemeleri çok kıymetli bir sanat şaheseridir. Kubbeli medrese dört eyvanlı kapalı avlulu medrese tipindedir. Taçkapı cephenin tam ortasındadır. Cephenin iki köşesine kesme taştan iki silindirik istinat kulesi yerleştirilmiştir. Medrese, Hoca Cemâleddîn Yâkut tarafından, Sultan Gazan ve Horasanlı Bolugan Hâtun yardımıyle yaptırılmıştır.

Ahmediye Medresesi: Süslemesiz, sâde bir yapıdır. İlhanlılar zamânında 1314’te yapılmıştır. Erzincankapı mevkiinde ve Murad Paşa Câmii yakınındadır. Harâbe hâlindedir. Ahmed bin Ali bin Yûsuf yaptırmıştır.

Şeyhler Medresesi: Osmanlı devri medreselerinden kalan bir medresedir. 1760’da inşâ edilmiştir. Bir avlu etrâfına toplanmış tek katlı hücrelerden ibârettir.

Kadıoğlu Medresesi: İspir ilçesi Çarşı Câmii yakınlarındadır. 1726’da Erzurum Müftüsü Kâdızâde Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır. Avlu çevresinde on ders odası vardır. Yapı dıştan toprakla örtülü olup, ders odaları avluya açılan pencerelerden ışık alır.

Ulu Câmi: Saltukoğullarından Ebü’l-Feth Muhammed tarafından 1179’da yaptırılmıştır. Gördüğü tâmirâtlar yüzünden ilk şeklini kaybetmiştir. Erzurum’un en eski ve en büyük câmisidir. Atabey veya Atabek Câmii de denir. Doğu ve kuzeyinde ayrı üslûp ve yapıda üç kapısı vardır.

Lala Paşa Câmii: Yâkutiye Medresesinin doğusundadır. 1562’de Kıbrıs Fâtihi Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Beyaz taştan yapılan minâre, kırmızı taş bileziklerle süslüdür. Minâre boyu kısadır. İç süslemesi, renk, yapı ve ünlü çinileriyle, klasik Osmanlı mîmârîsinin önemli eserlerindendir.

Murad Paşa Câmii: 1573’te, Sadrâzam Kuyucu Murad Paşa tarafından Erzurum beylerbeyi iken yaptırılmıştır. Ahşap minber ve kapıları Osmanlı ağaç işlemeciliğinin güzel örneklerindendir.

Kurşunlu Külliyesi: Câmi ve medreseden meydana gelen külliye, 1701’de Şeyhülislâm Erzurumlu Feyzulah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Minâresi 8 sıradan meydana gelmiş ve kırmızı taştan yapılmış halkalarla süslüdür. Câmi kapısının ağaç işçiliği çok kıymetlidir. Medrese on iki odalı olup, klâsik Osmanlı medreseleri plânındadır.

Kale Mescidi: İç kalededir. Saltuklular devride yaptırılmıştır. Kümbet biçimiyle değişik bir mîmârî tarzı vardır.

Esad Paşa Câmii: 1835’te Erzurum Vâlisi Esad Muhlis Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1852’de Sultan Abdülmecîd Han Nûruosmâniye Câmiine benzeterek onartmıştır. Erzurum câmileri içinde en yüksek kubbeli olanıdır.

Gürcü Kapısı (Ali Ağa ) Câmii: On yedinci asır başlarında yeniçeri başı Kürkçü Ali Ağa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kare plânlı ve tek kubbeli bir câmidir.

Cennetzâde Câmii: 1786’da Erzurumlu İsmâil Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Emir Saltuk (Melik Gâzi)Kümbeti: Çifte minâreli medresenin güneyinde bulunan üç kümbetten en büyüğüdür. On ikinci asır sonlarında yapılmış Anadolu’nun en eski kümbetlerindendir. İçinde Saltukoğullarından Emir Saltuk medfundur.

Karanlık Kümbet: 1308 senesinde yapılmıştır. Derviş Ağa Câmiinin karşısındadır. Emir Sadreddîn Tübey tarafından yaptırılmıştır.

Gümüşlü Kümbet: Kare kâideli ve sekizgen gövdelidir. Kıble istikâmetinde küçük bir mihrabı vardır. Gıyâseddîn Gâzi için yapılmıştır. On üçüncü asır eserlerindendir.

Cimcime Sultan Kümbeti: Ulu Câminin kuzeyindedir. On dördüncü asrın başlarında inşâ edilmiştir.

Râbia Hâtun Kümbeti:Kayseri’deki döner kümbete benzemektedir. On dördüncü asır başlarında yapılmıştır. Sâdece yarım bir duvarı kalmıştır.

Taşhan (Rüstem Paşa)Kervansarayı: 1514-1561 târihleri arasında Sadrâzam Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Fevziye Mahallesindedir. Oltu taşı îmâlatçıları çarşı olarak kullanmaktadır.

Boyahâne Hamamı: Boyahâne Câmiinin yanındadır. 1567’de Hacı Emin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yıkılan yapı daha sonra onarılmıştır.

Şeyhler Hamamı: Şeyhler Mahallesinde olup, Şeyhler Câmiine vakıf olarak 13. yüzyılda Habib Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Erzurum çeşmeleri: Erzurum, çeşmeleri ile de ünlüdür. İl merkezinde elliden fazla çeşme olup, en meşhurları şunlardır:Cennet Çeşmesi, Şâfiler Çeşmesi (1556), Kale Çeşmesi (1681), İsmâil Ağa Çeşmesi (1734), Akpınar Çeşmesi (1745), Yazıcıoğlu Çeşmesi (1748), Dörtgüllü Çeşme (1775),

Erzurum Tophânesi: Dördüncü Murad Han yaptırmıştır. Erzurum’da dökülen Balyemez toplarını 4000 dev cüsseli camız çekerek Revan’a getirmiş ve İran’a karşı zafer kazanılmıştır. Erzurum’da dökülen toplar, dünyâ silâh târihine geçmiştir.

Saat Kulesi (Tepsi Minâre): Şehrin en yüksek noktası İçkale’dedir. On ikinci asırda Saltukoğulları tarafından gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kâidesi kesmetaş, gövdesi tuğladandır. Üst kısmındaki tahta külah 19. asır ilâvesidir. Kale mescidinin minâre vazîfesini de görür. Kale mescidi harâbe hâldedir. Kûfî kitâbede “İnanç Beygu Alp Tuğrul Bey Ebi’l Muzaffer Kasım” okunmaktadır. Anadolu’nun bilinen en eski Selçuklu minâresidir.

Tabyalar: 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Erzurum’u savunmak maksadıyla yapılmıştır. Aziziye Tabyasında büyük bir anıt vardır. Kahraman Erzurum kadınlarını temsil eden Nene Hâtun kabri buradadır. Nene Hâtun Türk târihine “93 Harbi” diye geçen 1878 Türk-Rus savaşında destanlaşan kahraman, yiğit bir Türk kadınıdır. Sivişli köyündendir. 1857-1955 yılları arasında yaşamıştır. 98 yaşında vefât etmiştir. Aziziye Tabyası Abdülazîz’in emriyle Topdağı’nda Erzurum Vâlisi Müşir Fosfor Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 27 Ekim 1877’de geri çekilen Gâzi Ahmed Muhtar Paşa emrindeki ordu ve Erzurum halkı Ruslara karşı başarılı bir savunma vererek Rusları geriye püskürtmüştü. Bu savunma, Avrupa’da kurmaylara ders olarak okutulmaktadır. Aziziye’den başka Mecidiye, Ağzıaçık ve Sivişli, Ahali, Dolangez, Büyük Hüyük, Küçük Hüyük, B. Kiremetli, K. Kiremitli bilhassa Uzun Ahmed tabyaları vardır.

ERZURUM TABYALARINDAN

Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek
Çakıyor Erzurum tabyalarından.

Dizilmiş nağmeler, nineler tek tek,
Bakıyor Erzurum tabyalarından. 

Yediden yetmişe tek vücut tek can,
Erzurum bir sevdâ, Erzurum vatan...

Taptaze bir yara gibi o kan,
Akıyor Erzurum tabyalarından. 

Bu sevdâ bir sel ki teşnedir, kine,
Bir kere kabardı mı sığmaz bendine.

Bu sevdâ yıllardır, bizi kendine,
Çekiyor Erzurum tabyalarından. 

Ahmed Muhtar Paşam, al bizi yürüt,
Küffârın kökünü yeniden kurut.

Dün bugün misâli hâlâ kan, barut,
Kokuyor Erzurum tabyalarından. 

Dadaşıma artık ha ateş ha kar;
Burda savaşın adı kanlı bar.

Ovaya sis değil, mücâhit ruhlar
Çöküyor Erzurum tabyalarından. 

Gökler alev alev, yer bayrak bayrak,
Ya şu ufuklar, şu dağlara bak!

Bu gece dünyâya başka bir şafak
Söküyor Erzurum tabyalarından. 

Bekir Sıtkım şaşma, nice bu târih,
Gündüz bir târih, gece bir târih...
Destanı sen değil, koca bir târih

Okuyor Erzurum tabyalarından.

Şehitlik: Sultan Abdülmecîd Han devrinde yapılmış olup, 93 Harbi, Birinci Dünyâ Harbi, İstiklâl Harbi ve sonrası bâzı şehitleri sînesinde toplamıştır.

Mesîre Yerleri: Erzurum târihî zenginliği yanında tabiî güzellikleri ile de meşhurdur. Bâzı mesîre yerleri şunlardır:

Hasankale: İl merkezine 39 km uzaklıktadır. Şifâlı su kaynakları ve yeşillikleriyle ünlüdür.

Boğaz: Erzurum’a 7 km uzaklıkta Palandöken Dağlarının Siğreli Tepesi ile Eğerli Dağı arasında kalan bol sulu ağaçlıklı şirin bir mesîre yeridir.

Türbe: İl merkezine 3 km uzaklıkta, mübârek bir İslâm büyüğü olan Abdurrahmân Gâzinin türbesinin bulunduğu yerdir. Erzurum’un içinde şifâlı sularıyla meşhur bir ziyâret ve dinlenme yeridir. Manzarası ve havası çok güzeldir. Suları böbrek hastalarına iyi gelir.

Tortum Çağlayanı ve Gölü: Türkiye’nin en yüksek çağlayanıdır. Sular 50 metre yükseklikten aşağı düşer. Çağlayan ve gölün manzarası çok güzeldir.Suları berrak olup, bol balık bulunur. Basamaklı kalker bankların üzerinden düşüş yapan sular yüksekliğin fazlalığı ve düşüşün sertliği ile çok güzel bir manzara meydana getirir.

Palandöken Telesiyej Hattı ve Kayak Tesisleri: Erzurum’a 6 km uzaklıkta ve 2250-3176 m irtifada bulunan bu tesislerde senenin 7 ayı kayak yapılabilir. Saatte 300 kişilik taşıma kapasitesi olan telesiyej hattında üç ana istasyon vardır.

Kaplıcaları: Şifâlı su bakımından zengin olan Erzurum’da bu kaynaklardan yeteri kadar faydalanılamamaktadır.

Pasinler Kaplıcası: Pasinler ilçesi yakınındadır. Mâdensuyu niteliğindeki suyu şişelenmektedir. Kaplıcada terminal tesisler vardır.

Ilıca Kaplıcası: Ilıca ilçesindedir. Mîde,barsak, karaciğer, safrakesesi ve şeker hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıcanın yanında konaklama tesisleri vardır.

Akdağ Kaplıcası: Merkez ilçeye 28 km uzaklıkta, Erzurum-Artvin karayolu üzerindedir. Suyu mîde, barsak, karaciğer, safrakesesi ve şeker hastalıklarında faydalıdır.