Muvaffak olma yolunun tehlike ve düşmanları - Ali Fuad Başgil

alifuatbasgil 
Ali Fuad Başgil

   Yetişme ve muvaffak olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda bir çok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır. Gerçi bunlara yalnız sen değil, hayat yolunun her yolcusu rastlayabilir. Fakat bu düşmanlar, senin gibi hayatın henüz eşiğindeki tecrübesiz masumlara musallat olmayı çok sever. (…) Sana evvela, yolunu bekleyen düşmanları ve rastlayacağın tehlikeleri göstereyim.   

 1- Muvaffakiyetin ilk düşmanı tenbelliktir. (…) Tenbelliğin yerine, adamına ve çağına göre girmediği kalıp yoktur. Herkesin mizacına göre tavır alır ve konuşur. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık ve züppelik, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, tenseverliktir.

2- Muvaffakiyetin bir diğer düşmanı kötü arkadaştır. Genç dostum! Gittiğin yolda ikinci bir tehlikeli düşmanın da kötü arkadaştır. Arkadaşın kötüsü, emin ol ki, bir gencin başına gelebilecek kötülüklerin en kötüsüdür. Ve her kötülük gibi o da sinsi ve maskelidir. Hem maskesini gayet maharetle vurunur. Dost ağzı kullanır. Seni esirger ve yardımına koşar görünür. Sana her fırsatta gerek sözleriyle ve gerek hal ve tavriyle telkin ve tekrar eder:

  -Gençliğini yaşa, kardeşim, bu gençlik her zaman ele geçmez.- Sana öğüt verenler vaktiyle günlerini yaşayıp ta şimdi senin güzel gençliğini kıskananlardır, aldırma, eğlenmeğe bak …daha neler demez ki…

   Sözlerime kulak ver: arkadaş olacağın kimsede arayacağın şart çalışkanlık, dürüstlük ve  iyilik severlik olsun. Bu meziyetlerle bezenmiş olan bir insan, diğer bütün iyi vasıfları da haiz demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulamadığın kimse ile sakın arkadaş olma.

  3- Muvaffakiyetin bir düşmanı da kötü örneklerdir. Muvaffakiyet yolunda senin bir düşmanın daha var ki, bu da kötü örneklerdir. Bunlar takıp takıştırmakla, kiminin ayağına çelme takmak, kiminin gözüne kül atmakla servete; mevki ve şöhrete kavuşmuş; ehliyet ve liyakatlerinin üstündeki yerlere oturmuş insan kılığındaki hayvanlar ve parazitlerdir… Sakın bunları hayatın için rehber alma. Şarlatanlığın ve parazitliğin debdebeli hayatından gözlerin kamaşıpta sakın namuslu çalışmanın emin neticesinden şüpheye düşme ve manevi kuvvetini kırma. İstikbalini karanlık bir tesadüfün cilvesine terk etme. Entrikacı ve konbinezoncu zekanın kartondan köşküne imrenme. Ve bil ki hayatta insan olan insana yaraşan yol, doğruluk ve namusluluk yoludur.

  Namusluluk, insan vicdanı ile başbaşa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı hesabı olmamak demektir. Bu ise, emin ol ki, mesut olmanın ve iç huzuru ile yaşamanın ilk ve en zaruri şartıdır. Huzur içinde insanca yaşamak istiyorsan, bunu yalnız doğrulukla bulabileceğinden emin ol. Ve şunu bil ki, hayatta muvaffak olmak demek, doğruluğun ve namusluluğun gösterdiği yolda yürümek suretiyle hedefe varmak demektir. Yoksa herhangi bir şekilde ve herhangi bir vasıta ile servete, şöhrete kavuşmak ve mevki sahibi olmak demek değildir.(...)

  Dediğim gibi senin elinde bütün bu düşmanlara karşı koyacak kuvvetli iki silahın var: İradeli olmak ve çalışmak. Şu halde, mesele, iradeyi terbiye edip iyiliğin hizmetinde kullanmakta ve çalışmayı verimlendirmenin yolunu ve usulünü bilmektedir. Bence senin herşeyden evvel muhtaç olduğun bilgi budur.

Ali Fuad Başgil

Gençlerle Başbaşa,

Yağmur Yayınevi,

İstanbul 1983,

s. 19-24.